7 Şubat 2014 Cuma

ÜLKEMİZDE YOK EDİLMEK İSTENEN KARDEŞLİĞİMİZİN DEVAMI İÇİN HAYDİ TÜRKİYE EL ELE DİYORUZ.

 Türkiye Cumhuriyetini Yöneten Ey iktidar partisi lideri millet vekilleri vede Türkiye Büyük Millet Meclisi Çatısı altında  bulunan Mualefet partileri liderleri  millet vekilleri bu aziz milletimizin birlik beraberliğini kardeşliğini kendi çıkarlarınız menfaatleriniz uruna  yok etmeyin milletimizin ülkemizin içine kardeşliğimizi bozacak ayrılık nifak tohumlarını ekmeyin bilmiyorsanız öğrenin unuttuysanız hatırlayın kardeş ve ülke neye denir.
Aynı anne ve babadan doğanlara aynı ülkede birlikte yaşayanlara kardeş denir. Kardeş, anne ve baba birlikteliğinin bir ürünü olduğu için, yakınlık, beraberlik, dostluk; kısacası huzurlu ve sorunsuz bir hayatın sürdürülebilirliği anlamına gelir. Bu bakımdan, kardeşlik kavramı bazen aynı anne ve babadan olmayı ifade ederken, bazen de insanların, aynı anne ve babadan doğma gibi aynı ülkede yaşayanların yakın olmasını temenni edişini ifade eden kavram olarak kullanılır. 
Bu yönüyle kardeşlik kavramı, birlik, beraberlik, dostluk ve iyi ilişkilerin hedeflendiği bir yaşam biçimidir.
 Dostluk ve kardeşlik, hayata dair benzer bakış açıları olan insanların ülkelerin milletlerin devletlerin kurduğu arkadaşlıktır Bir zorunluluk olmaksızın ve menfaat gözetmeksizin birbirine destek olmak, karşılıklı güvene ve saygıya dayalı yakınlıktır. Birbirine zor anlarında yardım edebilmek, vefalı, sırdaş ve gönüldaş olabilmektir.
İnsan  ülke millet devlet olmanın en büyük özelliği ve insanın en önemli görevi, karşısındaki insana  ülkelere milletlere devletlere iyi davranmak, hatalarından dolayı affedici olmak, hoşgörülü davranmak ve bütün insanlığın huzuru ve mutluluğu için çalışmaktır.
. Osmanlıda kurulan devletlerin temeline bakıldığında devlet içinde kesinlikle insanın insanı sömürmesi gibi bir yanlışlık görülmez. Aksine dünya ülkelerinin birçoğu daha düne kadar, hatta bugün bile başka milletleri sömürge olarak kullandıklarını görüyoruz. bu aziz milletimiz, Sevelim sevilelim/ Dünya kimseye kalmaz diyen Yunus Emre’nin yolunda yürümüştür yüzyıllar boyunca. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu tarihten bu tarafa da Atatürk de, Yurtta sulh, cihanda sulh diyerek insanlar ve ülkeler arasındaki kardeşliğin barış temeline dayandırılmasını tavsiye etmiştir.
İşte bu gerçekten yola çıkarak,  21  ve 27 Mayıs tarihleri arasını sürgünlere zulümlere  savaşlara son  yeniden doğuş  barış“ Haftası” olarak ilan edeceğiz. TÜRKİYE ÇERKEZLERİ GENÇLİK PARTİSİ olarak Kardeşliğimizi birlik ve beraberliğimizi iktidar ve mualefet partilerinin sebebiyeti sonucu ülkemizde milletimiz arasında oluşan tüm dargınlar varsa onları barıştırmak için harekete geçtik, kendi arkadaşlarınızla iyi geçinmelisiniz ve biz siyasetciler siyasi partiler kendimizle halkımızla saygı anlayış çercevesinde bizlerde iyi geçinerek ülkemizde devletin yönetimindeki kuruluşlarıyla beraberce her yerde bu kardeşlik havasının oluşması için çaba göstermeliyiz
 İnsanlar  ülkeler milletler devlletler kaderde, tasada, kıvançta ve sevinçte bir olursa, dünya sanki cennet gibi olur. Çünkü böyle bir toplumda tam bir dayanışma ve kaynaşma vardır Aralarında duygu ve düşünce birliği bulunan topluluklar, dirlik ve düzenlik içinde yaşarlar
 Nasıl ki bir değirmenin dönüp buğdayı öğütebilmesi için rüzgâra ihtiyacı varsa, insanların  ülkelerin milletlerin devletlerin de birtakım ihtiyaçlarını karşılaması, işlerini görebilmesi için diğer insanlara  ülkelere milletlere devletlere ihtiyacı vardır çünkü toplum hayatı yardımlaşma esası üzerine kurulmuştur, insan tek başına bütün işleri yürütemez ve başarıya ulaşamaz
 İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır
 Gelişen oluşan yeni dünyada Hayat şartları insanları  ülkeleri milletleri devletleri bir arada yaşamaya zorunlu kılmıştır bir arada yaşama sosyal hayatı, sosyal hayat da karşılıklı olarak yardımlaşmayı beraberinde getirmiştir 
Dolayısıyla insan her meselesini tek başına halledemez olmuş, yakınındakine başvurmak zorunda kalmıştır bu bakımdan komşular birbirlerine en küçük şey için bile muhtaçtırlar Çünkü en önemsiz şeyin yokluğu, büyük bir işin aksamasına yol açabilir
 Kişiler,  ülkeler milletler devletler her işi tek başına halledemez Tek başına halletmeye kalktığında mutlaka başaramayacağı işler olacaktır bu durumda, yetersiz olduğunu hissettiğinde kişilerin  ülkelerin milletlerin devletlerin yardım almaları,  ülkelerinin ve dünya barışının oluşmasında  başarmalarını sağlayabilir
İnsanlar ve ülkeler milletler devletler tek başlarına yaşam konusunda hiçbir anlam ifade edemezler Bir elin nesi var? İki elin sesi var örneğinde olduğu gibi kişiler birleşerek toplumları, toplumlar birleşerek ırkları ve ulusları oluştururlar. Bu kocaman insan toplulukları ise dirlik oluştururlar, kuvvetli olurlar. Kuvvet bir milleti ayakta tutan en önemli unsurdur. Bizde Türkiye cumhuriyeti vatandaşları olarak birbirimizi tutmalı, korumalı, her zaman bir diğer Türk´ün Müslümanların Dünyadaki mazlumlarının dünya barışı için insanların ve insanlığın yanında olursak kuvvetli oluruz. Tıpkı askerlerin birleşerek orduları oluşturması gibi bu yaşadığımız dünya insanları ve insanlığı için dünya barışının egemenliğini sağlar diyor Aziz Milletimize İslam Alemimize Dünya insanımıza ve  yaşadıkları ülkelerin yöneticilerine saygı ve sevgilerimizi sunuyor dünyamızın insanlığımız için karşılıklı saygı sevgi ve anlayış ülkemizi milletimiz dünyanın barışı için en güzel  bir davranıştır diyoruz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder