29 Aralık 2014 Pazartesi
28 Aralık 2014 Pazar
TÜRKİYE GENÇLİK PARTİSİ YÖNETİMİ CEVABIDIR
BİZE NEDEN AK SARAYI ELEŞTİRMİYORSUNUZ DENİYORSAYGI DEĞER AZİZ MİLLETİMİZ DOSTLARIMIZ ÇERKEZ SOYDAŞLARIMIZ BİZ AK SARAYA KAÇ LİRA HARCANMIŞINA BAKMAYIZ AMMA ÇOK AMMA AZ ÖNEMLİ OLAN DIŞA KARŞI ÜLKEMİZE MİLLETİMİZE KATĞI İMAJIDIR BÜYÜK DEVLETLERİN BÜYÜK HEDEFLERİ OLUR SIRF MUALEFET OLSUN DİYE DE YAPILAN HİZMETE VERİLEN EMEĞE GÜZELLİĞE DE KARA LEKE SÜREMEYİZ BİZ SADECE ORAYI ŞU YÖNDEN ELEŞTİRİRİZ BU MİLLETE ORASI BAŞBAKANLIK BİNASI DENMİŞTİ NEDEN BAŞBAKANLIK YAPILMADI DA CUMHUR BAŞKANLIĞI YAPILDI ONU SARARIZ.
BİZLER BİR YOLA ÇIKTIK BİRLİK BERABERLİK İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ ÜLKEMİZE VATANIMIZA MİLLETİMİZE EN GÜZELİNİ EN İYİSİNİ YAPACAĞIZ DİYEREK BAZI SOYDAŞLARIMIZ MUALESEF SAN Kİ TÜRKİYEDEKİ SORUNLARI HALLETMİŞLER HER ŞEYİMİZ GÜLLÜK GÜLÜSTANLIK OLMUŞ RUSYA VE RUSYADA Kİ ÇERKESLERİ DÜZELTMEYE KALKIYORLAR RUSYANIN İÇ İŞLERİNİ DİZAYİN ETMEYİ PLANLIYORLAR İNSANLAR BİR ŞEYLER YAPACAGI ZAMAN ÖNCE KENDİSİNİ SONRA AİLESİNİ MAHALLESİNİ YAŞADIĞI İLÇESİNİ İLİNİ ÜLKESİNİ DÜZELTEREK BAŞLAYACAK YOKSA KENDİ KAPISININ ÖNÜNÜ PİSLİK GÖTÜRÜRKEN BAŞKASINA NEDEN PİSİNİZ DEME HAKKI YOKTUR.
BİZLER HİÇ BİR ÜLKENİN İÇ İŞLERİNE NEDE ORADA YAŞAYAN AKRABALARIMIZA YAPAMAYACAĞIMIZ SÖZLER VAATLER EN ÖNEMLİSİ DE GÜVEN VERİP ONLARIN ACI IZDIRAP ÇEKMELERİNE DIŞLANMALARINA ZARAR GÖRMLRİNE ZEMİN HAZIRLAMAYIZ HAZIRTLATMAYIZ DA NEDE YAŞADIGIMIZ ÜLKJEMİZİ VE ÜLKEDEKİ SOYDAŞLARIMIZI BİR SİYASİ PATİYE ADA İLGAL İŞİLERE SONU BELİSİZ MACERALARA DA SÜRÜTLETMEYİZ SÜRÜTLEMEYİZ YİNE BİZ HİÇ BİR TARAFIN ADAMI DA OLAMAYIZ DOĞRULARIMIZI SAVUNUR ONUN GEREĞİNİ YAPARIZ DİYEREK AZİZ MİLLETİMİZE SOYOAŞLARIMIZA KAMU OYUMUZA SAYGI VE SEVGİLERİMİZİ SUNUYORUZ
BİZLER HİÇ BİR ÜLKENİN İÇ İŞLERİNE NEDE ORADA YAŞAYAN AKRABALARIMIZA YAPAMAYACAĞIMIZ SÖZLER VAATLER EN ÖNEMLİSİ DE GÜVEN VERİP ONLARIN ACI IZDIRAP ÇEKMELERİNE DIŞLANMALARINA ZARAR GÖRMLRİNE ZEMİN HAZIRLAMAYIZ HAZIRTLATMAYIZ DA NEDE YAŞADIGIMIZ ÜLKJEMİZİ VE ÜLKEDEKİ SOYDAŞLARIMIZI BİR SİYASİ PATİYE ADA İLGAL İŞİLERE SONU BELİSİZ MACERALARA DA SÜRÜTLETMEYİZ SÜRÜTLEMEYİZ YİNE BİZ HİÇ BİR TARAFIN ADAMI DA OLAMAYIZ DOĞRULARIMIZI SAVUNUR ONUN GEREĞİNİ YAPARIZ DİYEREK AZİZ MİLLETİMİZE SOYOAŞLARIMIZA KAMU OYUMUZA SAYGI VE SEVGİLERİMİZİ SUNUYORUZ
TÜRKİYE GENÇLİK PARTİSİ YÖNETİMİ
Tahsin BULUT (ÇORUM) Genel Başkanı
Ziyat CELEBİ (İSTANBUL) Genel Başkan Yardımcısı
Murat AKIN (KASTAMONU) Genel Başkan Yardımcısı
Tamer KÖŞÜS (SAMSUN) Genel Başkan Yardımcısı
Abdul Vahap CANSU (KAYSERİ) Genel Başkan Yardımcısı
Ali MENGİLLİ (GAZİANTEP) Genel Başkan Yardımcısı
Naci GÜNER (SİVAS) Genel Başkan Yardımcısı
Mahmut Burhan ATASEVEN (DÜZCE) Genel Başkan Yardımcısı
Merve CELEBİ (ANKARA ) Kadın Kolları Genel başkanı
Bahadır Ali ÇOŞKUN (OSMANİYE) Gençlik Kolları Genel başkanı
TÜRKİYE GENÇLİK PARTİSİ GENEL BAŞKANI KMDİR.
01.01.1962 Çorum Sungurlu Tugcu Köyü Doğumlu, Çerkes, Evli, 4 Erkek, 1 Kız 5 Çocuk Babası
ACIMASIZ HAYAT YÜKSEK OKULUNUN VE AKTİF SİYASETİN TÜM KADEMELERİNİ BİZZATİ YAŞAYARAK BİTİRDİ

21 Aralık 2014 Pazar
MİLLETİMİZE DOĞRULARI AÇIKLAMAK MECBURİYETİNİZ VARDIR.
Biz ve Aziz Milletimiz Acaba hangisi doğru hangisi yanlış diyerek merak etmektedir 17 ve 25 aralık 2013 yılında ülkemizi bir yolsuzluk oparasyonu dalgası sardı İranlı Enişte İş Adamı Başbakan ve Bakan Çocukları Banka Genel Müdürü derken ortalık toz duman oldu olayın üstüne gidilerek acıga cıkarılması yerine örtülmesi için yapılan gayretlerde en büyük zararı ızdırabı Soruşturma Talimatını Veren Savcılar Hakimler ve verilen talimatı yerine getirme görevlerini yapan Polisler görevlerinden alındı sürgüne gönderildi tutuklandı darbe girişimi siyasi iradeye millet iradesine darbe dendi paraları para sayma makinalarını Polisler koydu dendi 14 Aralık 2014 yılında yine bir oparasyon Gazeteciler Medya Mensupları Polisler Tutuklandı Kople Kuruldu Polisler Koydu Deninen Paralar Sahiplerine Faizleriyle birlikte iyadesine karar verildi şimdi bunun hangisi doğru hangisi yanlış 17 aralık 2013 de o paralar onların değildi 14 aralık 2014 nasıl faizleriyle iadesi oluyor Yüce Milletimizin temsilcisi olan Yasamayı oluşturan Meclisteki Millet Vekillerinin yürütmeyi oluşturan iktidar vede Yargıyı Yüce Adaletin Temsilcileri Savcı ve Hakimlerinin Haydi Türkiyem El Ele diyerek doğruları ortaya çıkarmak görevleridir.diyor Aziz Milletimize Saygı ve Sevgilerimizi Sunuyoruz.

19 Aralık 2014 Cuma
VATANINIZ VE EVLATLARINIZ İÇİN BU YAZIYI MUTLAKA OKUYUN
VATANINIZ VE EVLATLARINIZ İÇİN BU YAZIYI MUTLAKA OKUYUN
TÜRKİYE GENÇLİK PARTİSİ OLARAK BİZDE BUNU SİZLERLE AKTARMAYI BİR VİJDANİ SORUMLULUĞUMUZ GEREĞİ PAYLAŞIYORUZ
“AK Parti bir proje partisidir. 90’lı yılların ortalarına doğru Batı’da hazırlanıp Türkiye’de hayata geçirilmiş bir parti.” Salonda bulunanlar, gayr-ı ihtiyari birden kafalarını konuşan şahsa çevirdi. Zira, söz konusu yazar, yalnız İslamcı kesimin değil, AK Partililerin de iyi bildiği, “Abi” diye hitap ettikleri, partiye açıktan verdiği destekten dolayı da minnettar oldukları bir isimdi.Bir öğretim üyesi/işadamının (bu işadamının öteki özelliğini ) Çamlıca sırtlarından Marmara’ya bakan yamaçlarındaki villası. İçeride kamuoyunun yakından tanıdığı 5-6 gazeteci var.Mevsim, sohbahar. Misafirler bahçede ve havuzun etrafında dolaşıp ayaküstü sohbet ettikten sonra içeri giriyor. Bir üst kattaki geniş salona oturuluyor. 100 metrekareye yakın salonun denize bakan taraftaki koltuklarına oturuluyor.
Toplantıyı organize eden Eski gazeteci, Yeni siyasetçi kadın sohbetin uygun bir yerinde söze giriyor ve net soruyor: - AK Parti ile ilgili düşünceniz nedir? Biz yeni bir parti kurduk, bu parti ile ilgili yaklaşımınız nasıl? Soru “ortaya karışık” misali bir kişiye yöneltilmeden seslendirilmişti. Ama İslamcı kesimin yakından tanıdığı ve belli çevrelerce “kanaat önderi” kabul edilen isim, soru kendisine yöneltilmiş kabul edip söze girdi. “AK Parti bir proje partisidir. 90’lı yılların ortalarına doğru Batı’da hazırlanıp Türkiye’de hayata geçirilmiş bir parti.”Salonda bulunanlar, gayr-ı ihtiyari birden kafalarını konuşan şahsa çevirdi. Zira, söz konusu yazar, yalnız İslamcı kesimin değil, AK Partililerin de iyi bildiği, “Abi” diye hitap ettikleri, partiye açıktan verdiği destekten dolayı da minnettar oldukları bir isimdi.Kimse konuşmasını kesmedi, ama ondan böyle ifadeler duymak ev sahibi ve biri hariç hepsini şaşırtmıştı. Konuşmacı, bakışlardaki şaşkınlığa aldırmadan devam etti: “Bakın 90’lı yılların ortasına doğru, siyasal İslam rüzgarları güçlü esmeye başladıktan sonra Türkiye’ye sık gidip gelmeye başladı. ABD, İsrail ve İngiltere’den gelenlerdi bunlar. Kendileri ile işbirliği yapacak gruplar aradılar.Farklı isimlerle görüştüler. Bizimle de temas kurdular. Görüşmelerde dile getirdikleri konu şunlar idi: - Biz Türkiye'de siyasal İslamcılarla çalışmak istiyoruz. Çünkü yükselen trend siyasal İslam. Erbakan Hoca bu yükselen trendin en iyi göstergesi. Biz sizinle çalışmak istiyoruz. Bunun şartlarını hazırlayalım.”Çamlıca’daki görkemli villanın sıcak ortamı ile anlatmaya devam etti: “Görüşülen isimler arasında Tayyip bey ve Abdullah bey var. Hatta bu müzakere ekibinin içinde ben de vardım.”Yakınındaki gazeteci, konuşmacıyı yakından tanıdığını sanıyordu. Hatta onun bazı karmaşık ilişkileri konusunda kafasında soru işaretleri de vardı. Ama hem Erdoğan’ın Batı işbirlikçi olduğunu söyleyip hem de müzakere ekibinin içinde kendisinin de olduğunu itiraf etmesi karşısında şaşkındı. Ağzının hayretten bir parmak girecek kadar açılmış olduğunu fark etmeden dinlemeye devam etti. Konuşmacı, bu kez o görüşmelere şahitlik eden birinin adını verdi. Üstelik adını verdiği kişi de aynı ortamda idi. “Bakın bu görüşmelerin bir kısmının içinde Ali Bey de vardı” diyerek kocaman elinin baş parmağı ile hemen yan tarafta oturan Ali Bulaç’ı işaret etti. Ali Bulaç da hem kafası ile onay işareti yaptı hem de “Evet” dedKonuşan şahıs, bu teklifin Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan’a da yapıldığını ama onun kabul etmeye yanaşmadığını söyledi. (Bir küçük not: Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, benzeri bir teklifin o dönemde kendilerine de yapıldığını 17 Mart 2009’daki görüşmede bana ve arkadaşlarıma da anlatmıştı. Ü.T.)i.Yıllardır AK Parti ile ilgili anlatılan bu iddiaları şehir efsanesi olarak dinleyen gazeteci, “Peki Batılıların bu işbirliğinden beklentileri ne idi, işbirliği yaptığı gruba ne imkan sunacaklardı?” diye sordu. İslamcı gazeteci, eliyle sakalını hafif kaşır gibi yaptı ve devam etti:
“Aslında bu görüşmelerde, Batılı muhataplar öyle diplomatik dil falan kullanmadılar. ‘Bize düşen yükümlülükler’ ve ‘sizden beklentilerimiz’ diye bunları net bir şekilde ortaya koydular.Kendilerinin yapacaklarını sıraladılar: 1- Biz sizi iktidara taşıyalım. 2- Size gereken finansı bulup getirelim. 3- İktidarınızda size sıkıntı çıkaracak unsurların etkinliklerini ortadan kaldıralım.Sizden istediğimiz şeyler de şunlar: 1- İsrail'in güvenliğini artıracaksınız. Önündeki engelleri kaldıracaksınız. 2- Sınırların yeniden düzenlenmesi anlamına gelen Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçireceksiniz. 3- İslamın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız.”Bu sırada karşı tarafta oturan DSP’li koalisyon döneminde etkili isimlerden biri olan Aydın Tümen de salonda idi. Onun bakışlarının kendisine yönelik fazla sertleştiğini gören İslamcı gazeteci, hem ortamı yumuşatmak istedi hem de o dönemdeki görüşmelerin farklı bir boyutunu ortaya koydu:"Kızmanıza gerek yok. Sosyal demokratlardan da bu proje içinde olan vardı. O zaman CHP'nin başında olan Deniz Baykal'a da cumhurbaşkanlığı verilecekti. Ama Deniz Bey, ‘Nasıl olsa anlaşma yapıldı’ diye gitti sırt üstü yattı. Proje bozuldu, onun için cumhurbaşkanlığını Abdullah Bey'e teklif ettiler.”AK Parti’nin proje olduğu iddiasını, kendindeki bilgilerle ayrıntılı anlatan İslamcı yazar, bu kez muhalefet liderleri için de değerlendirme yaptı.“İktidar proje iktidarı olduğu gibi, muhalefet de proje gereği bu iktidarın destekçisi” dediğinde Aydın Tümen, “Yok daha neler” diye mırıldandı. Konuşmacı sözüne devam etti:“Hatırlayın. 2002 seçimlerinde Erdoğan Meclis’e girememişti. Tayyip Beyin Meclis'e girmesini sağlayan formülü Deniz Baykal teklif etti. AK Parti'yi iktidara taşıyan seçime giden yolu açan, yani erken seçimi teklif eden de Devlet Bahçeli idi.Ekonomik bunalımdan bir siyasal iktidar çıkarıldı. Ekonomi aslında Kemal Derviş’in yaptırdığı düzenlemelerle yoluna konulmuştu. Nitekim rayına giren ekonomiyi, AK Parti yıllarca titizlikle uyguladı. “İslamcı yazar konuşmasıyla bu kez salondaki bir kişi hariç herkesi şaşırttı. Ev sahibine döndü ve parmağıyla işaret ederek devam etti: “Ben o zaman 'beraber çalışalım' diye bir hafta bu arkadaşa gittim geldim. Beyefendi kabul etmedi.”İslamcı yazar, iki ayaklı sorunun birinci bölümünü bu kadar uzun anlattıktan sonra yeni kurulan parti ile ilgili tek bir cümle söyledi:“Merkez Parti'nin şansını şimdilik görmüyorum, çünkü proje henüz tamamlanmadı.”Evet. Anlattıklarım bir şifreleme değil. Konuşmanın tarafları da hayali değil. Pek çoğumuzun tanıdığı bildiği isimler.
Çamlıca’da ki villa Merkez Partisi Genel Başkanı Abdurrahim Karslı’ya ait.
İslamcı yazar da Abdurrahman Dilipak. Ben de büyük bir gazetecilik başarısı göstererek bunları size aktarmadım. Abdurrahim Karslı’nın +1 TV’de Cem Özer ile yaptığı programda anlattıklarından paylaştım. Bir iki isimden de konunun detaylarını aldım Ünal TANIK / ROTAHABER
TÜRKİYE GENÇLİK PARTİSİ OLARAK BİZDE BUNU SİZLERLE AKTARMAYI BİR VİJDANİ SORUMLULUĞUMUZ GEREĞİ PAYLAŞIYORUZ
“AK Parti bir proje partisidir. 90’lı yılların ortalarına doğru Batı’da hazırlanıp Türkiye’de hayata geçirilmiş bir parti.” Salonda bulunanlar, gayr-ı ihtiyari birden kafalarını konuşan şahsa çevirdi. Zira, söz konusu yazar, yalnız İslamcı kesimin değil, AK Partililerin de iyi bildiği, “Abi” diye hitap ettikleri, partiye açıktan verdiği destekten dolayı da minnettar oldukları bir isimdi.Bir öğretim üyesi/işadamının (bu işadamının öteki özelliğini ) Çamlıca sırtlarından Marmara’ya bakan yamaçlarındaki villası. İçeride kamuoyunun yakından tanıdığı 5-6 gazeteci var.Mevsim, sohbahar. Misafirler bahçede ve havuzun etrafında dolaşıp ayaküstü sohbet ettikten sonra içeri giriyor. Bir üst kattaki geniş salona oturuluyor. 100 metrekareye yakın salonun denize bakan taraftaki koltuklarına oturuluyor.
Toplantıyı organize eden Eski gazeteci, Yeni siyasetçi kadın sohbetin uygun bir yerinde söze giriyor ve net soruyor: - AK Parti ile ilgili düşünceniz nedir? Biz yeni bir parti kurduk, bu parti ile ilgili yaklaşımınız nasıl? Soru “ortaya karışık” misali bir kişiye yöneltilmeden seslendirilmişti. Ama İslamcı kesimin yakından tanıdığı ve belli çevrelerce “kanaat önderi” kabul edilen isim, soru kendisine yöneltilmiş kabul edip söze girdi. “AK Parti bir proje partisidir. 90’lı yılların ortalarına doğru Batı’da hazırlanıp Türkiye’de hayata geçirilmiş bir parti.”Salonda bulunanlar, gayr-ı ihtiyari birden kafalarını konuşan şahsa çevirdi. Zira, söz konusu yazar, yalnız İslamcı kesimin değil, AK Partililerin de iyi bildiği, “Abi” diye hitap ettikleri, partiye açıktan verdiği destekten dolayı da minnettar oldukları bir isimdi.Kimse konuşmasını kesmedi, ama ondan böyle ifadeler duymak ev sahibi ve biri hariç hepsini şaşırtmıştı. Konuşmacı, bakışlardaki şaşkınlığa aldırmadan devam etti: “Bakın 90’lı yılların ortasına doğru, siyasal İslam rüzgarları güçlü esmeye başladıktan sonra Türkiye’ye sık gidip gelmeye başladı. ABD, İsrail ve İngiltere’den gelenlerdi bunlar. Kendileri ile işbirliği yapacak gruplar aradılar.Farklı isimlerle görüştüler. Bizimle de temas kurdular. Görüşmelerde dile getirdikleri konu şunlar idi: - Biz Türkiye'de siyasal İslamcılarla çalışmak istiyoruz. Çünkü yükselen trend siyasal İslam. Erbakan Hoca bu yükselen trendin en iyi göstergesi. Biz sizinle çalışmak istiyoruz. Bunun şartlarını hazırlayalım.”Çamlıca’daki görkemli villanın sıcak ortamı ile anlatmaya devam etti: “Görüşülen isimler arasında Tayyip bey ve Abdullah bey var. Hatta bu müzakere ekibinin içinde ben de vardım.”Yakınındaki gazeteci, konuşmacıyı yakından tanıdığını sanıyordu. Hatta onun bazı karmaşık ilişkileri konusunda kafasında soru işaretleri de vardı. Ama hem Erdoğan’ın Batı işbirlikçi olduğunu söyleyip hem de müzakere ekibinin içinde kendisinin de olduğunu itiraf etmesi karşısında şaşkındı. Ağzının hayretten bir parmak girecek kadar açılmış olduğunu fark etmeden dinlemeye devam etti. Konuşmacı, bu kez o görüşmelere şahitlik eden birinin adını verdi. Üstelik adını verdiği kişi de aynı ortamda idi. “Bakın bu görüşmelerin bir kısmının içinde Ali Bey de vardı” diyerek kocaman elinin baş parmağı ile hemen yan tarafta oturan Ali Bulaç’ı işaret etti. Ali Bulaç da hem kafası ile onay işareti yaptı hem de “Evet” dedKonuşan şahıs, bu teklifin Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan’a da yapıldığını ama onun kabul etmeye yanaşmadığını söyledi. (Bir küçük not: Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, benzeri bir teklifin o dönemde kendilerine de yapıldığını 17 Mart 2009’daki görüşmede bana ve arkadaşlarıma da anlatmıştı. Ü.T.)i.Yıllardır AK Parti ile ilgili anlatılan bu iddiaları şehir efsanesi olarak dinleyen gazeteci, “Peki Batılıların bu işbirliğinden beklentileri ne idi, işbirliği yaptığı gruba ne imkan sunacaklardı?” diye sordu. İslamcı gazeteci, eliyle sakalını hafif kaşır gibi yaptı ve devam etti:
“Aslında bu görüşmelerde, Batılı muhataplar öyle diplomatik dil falan kullanmadılar. ‘Bize düşen yükümlülükler’ ve ‘sizden beklentilerimiz’ diye bunları net bir şekilde ortaya koydular.Kendilerinin yapacaklarını sıraladılar: 1- Biz sizi iktidara taşıyalım. 2- Size gereken finansı bulup getirelim. 3- İktidarınızda size sıkıntı çıkaracak unsurların etkinliklerini ortadan kaldıralım.Sizden istediğimiz şeyler de şunlar: 1- İsrail'in güvenliğini artıracaksınız. Önündeki engelleri kaldıracaksınız. 2- Sınırların yeniden düzenlenmesi anlamına gelen Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçireceksiniz. 3- İslamın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız.”Bu sırada karşı tarafta oturan DSP’li koalisyon döneminde etkili isimlerden biri olan Aydın Tümen de salonda idi. Onun bakışlarının kendisine yönelik fazla sertleştiğini gören İslamcı gazeteci, hem ortamı yumuşatmak istedi hem de o dönemdeki görüşmelerin farklı bir boyutunu ortaya koydu:"Kızmanıza gerek yok. Sosyal demokratlardan da bu proje içinde olan vardı. O zaman CHP'nin başında olan Deniz Baykal'a da cumhurbaşkanlığı verilecekti. Ama Deniz Bey, ‘Nasıl olsa anlaşma yapıldı’ diye gitti sırt üstü yattı. Proje bozuldu, onun için cumhurbaşkanlığını Abdullah Bey'e teklif ettiler.”AK Parti’nin proje olduğu iddiasını, kendindeki bilgilerle ayrıntılı anlatan İslamcı yazar, bu kez muhalefet liderleri için de değerlendirme yaptı.“İktidar proje iktidarı olduğu gibi, muhalefet de proje gereği bu iktidarın destekçisi” dediğinde Aydın Tümen, “Yok daha neler” diye mırıldandı. Konuşmacı sözüne devam etti:“Hatırlayın. 2002 seçimlerinde Erdoğan Meclis’e girememişti. Tayyip Beyin Meclis'e girmesini sağlayan formülü Deniz Baykal teklif etti. AK Parti'yi iktidara taşıyan seçime giden yolu açan, yani erken seçimi teklif eden de Devlet Bahçeli idi.Ekonomik bunalımdan bir siyasal iktidar çıkarıldı. Ekonomi aslında Kemal Derviş’in yaptırdığı düzenlemelerle yoluna konulmuştu. Nitekim rayına giren ekonomiyi, AK Parti yıllarca titizlikle uyguladı. “İslamcı yazar konuşmasıyla bu kez salondaki bir kişi hariç herkesi şaşırttı. Ev sahibine döndü ve parmağıyla işaret ederek devam etti: “Ben o zaman 'beraber çalışalım' diye bir hafta bu arkadaşa gittim geldim. Beyefendi kabul etmedi.”İslamcı yazar, iki ayaklı sorunun birinci bölümünü bu kadar uzun anlattıktan sonra yeni kurulan parti ile ilgili tek bir cümle söyledi:“Merkez Parti'nin şansını şimdilik görmüyorum, çünkü proje henüz tamamlanmadı.”Evet. Anlattıklarım bir şifreleme değil. Konuşmanın tarafları da hayali değil. Pek çoğumuzun tanıdığı bildiği isimler.
Çamlıca’da ki villa Merkez Partisi Genel Başkanı Abdurrahim Karslı’ya ait.
İslamcı yazar da Abdurrahman Dilipak. Ben de büyük bir gazetecilik başarısı göstererek bunları size aktarmadım. Abdurrahim Karslı’nın +1 TV’de Cem Özer ile yaptığı programda anlattıklarından paylaştım. Bir iki isimden de konunun detaylarını aldım Ünal TANIK / ROTAHABER
ALBUMDEKİLER BU YAZI İÇİNDE İSİMLERİ ZİKREDİLENLERDİR
GENÇLİĞİMİZE MİLLETİMİZE VE KAMU OYUMUZA SESLENİYORUZ
NEDEN REFAH YOL HÜKUMETİ 28 ŞUBAT 1997 DARBESİYLE 2001 DE MHP DSP ANAP OLUŞAN ÜÇLÜ KOLİSYON EKONEMİK KIRİZLE YIKILDI AK PARTİ İKTİDARA TAŞINDA RECEP TAYİP ERDOĞAN IN ÖNÜNDE Kİ ENGELİ DENİZ BAYKALI CHP KALDIRARAK BAŞBAKAN OLMASINI SAĞLADI ŞİMDİ İŞLER KARIŞTI 1983 YILINDA SİLLAH MÜCADELEYE 1990 YILLARINDA DA SİYASİ YÖNDEN ÜLKEMİZİN VE ORTA DOĞUNUN KADERİNİ TAYIN EDİLDİ TOPLANTININ YAPILDIĞI EVİN SAHİBİ ABDURRAHİM KARSLIYA MERKEZ PARTİ KURDURULDU AK PARTİ İKTİDARDAN UZAKLAŞTIRILIRSA SÜRECİN SEKTEYE UĞRAMAMASI İÇİN
NEDEN REFAH YOL HÜKUMETİ 28 ŞUBAT 1997 DARBESİYLE 2001 DE MHP DSP ANAP OLUŞAN ÜÇLÜ KOLİSYON EKONEMİK KIRİZLE YIKILDI AK PARTİ İKTİDARA TAŞINDA RECEP TAYİP ERDOĞAN IN ÖNÜNDE Kİ ENGELİ DENİZ BAYKALI CHP KALDIRARAK BAŞBAKAN OLMASINI SAĞLADI ŞİMDİ İŞLER KARIŞTI 1983 YILINDA SİLLAH MÜCADELEYE 1990 YILLARINDA DA SİYASİ YÖNDEN ÜLKEMİZİN VE ORTA DOĞUNUN KADERİNİ TAYIN EDİLDİ TOPLANTININ YAPILDIĞI EVİN SAHİBİ ABDURRAHİM KARSLIYA MERKEZ PARTİ KURDURULDU AK PARTİ İKTİDARDAN UZAKLAŞTIRILIRSA SÜRECİN SEKTEYE UĞRAMAMASI İÇİN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)